Ailesinde meme kanseri olanlar prostat kanseri açısından da risk altında

Dünya Sıhhat Örgütü her yıl dünyada yaklaşık 1 buçuk milyon erkeğe prostat kanseri tanısı konduğunu belirtiyor. Türkiye’de ise bu sayının ortalama olarak 20 bin olduğunu ve akciğer kanserinden sonra erkeklerde en sık görülen kanserin prostat kanseri olduğunu paylaşan Anadolu Sıhhat Merkezi Üroonkoloji Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. İlker Tinay, “Prostat kanseri tertipli muayene ve erken teşhis ile önlenebilen bir kanser tipi. Genetik yatkınlık prostat kanserinde kıymetli. Ailesinde prostat kanseri hikayesi olanlar 2-3 kat daha fazla risk altında. Ayrıyeten ailede göğüs kanseri varlığı da prostat kanseri açısından bir risk. Bu nedenle ailesinde göğüs yahut prostat kanseri olanlar prostat taramalarına daha erken başlamalı” hatırlatmasında bulundu.

Kadınlarda göğüs kanserine neden olan BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonların (değişikliklerin), erkeklerde de prostat kanserine neden olduğunu vurgulayan Anadolu Sıhhat Merkezi Üroonkoloji Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. İlker Tinay, “Dolayısıyla annesinde göğüs kanseri hikayesi olanlar, prostat kanseri açısından da risk altında. Sağlıklı erkekler 50 yaşından sonra, ailesinde prostat kanseri yahut göğüs kanseri hikayesi olanlar ise 40 yaşından itibaren yıllık muayene ve PSA analizi yaptırmalı” dedi. 

  

Erkekler muayeneden kaçıyor

Pek çok erkeğin elle yapılan üroloji muayenesinden çekindiğini ve yalnızca kan analizi yaptırmayı tercih ettiğini söyleyen Prof. Dr. İlker Tinay, “Hiçbir teknoloji muayenenin yerini tutmaz. Görüntüleme prosedürleriyle ortaya çıkmayan pek çok sorun yalnızca elle muayene esnasında tespit edilebiliyor” diye konuştu. 

 

Prostat kanseri belirti vermeyebilir

Erken teşhisin daha başarılı tedavi manasına geldiğini hatırlatan Prof. Dr. İlker Tinay, “İnsanların şuurlu olması ve nizamlı denetimlere gelerek taramalarını yaptırması çok değerli. Yeni gelişmeler sayesinde ileri evre prostat kanserinde bile tedavide yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkün olsa da erken teşhis alan bireylerin sonuçları da daha başarılı oluyor” dedi. Prostat kanserinin hiçbir belirti vermeyebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. İlker Tinay, “İleri evre prostat kanserinde idrarda kan görülebilir. Prostat kanseri birinci olarak bel omurlarına ve omurgaya sıçrama yaptığı için bel ve sırt ağrıları olabilir. İdrarın kesik kesik yapılması ise kansere değil, uygun huylu prostat büyümesine de bağlı olabilir. Lakin net teşhis koymak için bir üroloji uzmanına başvurmak önemli” ikazında bulundu.

Ameliyatsız tedavi mümkün

Prostat kanserinin birçok vakit tedavisinin ameliyat olduğunu lakin bilhassa Radyasyon Onkolojisi alanındaki teknolojik gelişmeler sayesinde pek çok prostat kanseri hastasının ameliyat olmadan, yalnızca ışın tedavisiyle de sıhhatine kavuşabildiğini belirten Prof. Dr. İlker Tinay, “Sadece tümörü gaye alan, etraf dokulara ziyan vermeyen yeni radyoterapi aygıtları ömür kalitesini daha çok koruyor. Günümüzdeki gelişmeler sayesinde artık çok daha tesirli ve çok daha az yan tesirli tedaviler kelam konusu. Nükleer Tıp alanındaki yeni radyonüklid tedaviler, medikal taraftaki akıllı ilaçlar ve bağışıklık sistemini harekete geçiren immünoterapiler de prostat kanseri tedavisinde cerrahiye giderek daha sık ek yahut alternatif olan yollar ortasında yer alıyor” biçiminde konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı