Diyabet ilaçları intihar riskini arttırıyor mu

Kilo verme maksatlı kullanılan birtakım ilaçlarda da tıpkı tehlike kelam konusu olabilir

Avrupa İlaç Ajansı tarafından Tip-2 diyabet hastalarının kullandığı lakin kilo vermek için de kullanılan liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlar hakkında intihar riskini artırma muhtemelliğine dair soruşturma açılmasını kıymetlendiren Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, bu cins ilaçların birtakım bireylerde intihar niyeti ve gibisi dürtüsel ve ajite edici tesirleri olabileceğine dikkat çekti. Kilo vermek hedefli kullanılan kimi ilaçlarda da birebir intihar eğilimi tehlikesinin olabileceğine dikkat çeken Kesebir, kilo verme ilaçları yerine, ideal kiloya sahip olmak ve bunu korumak için, fizikî idman, nizamlı ve uygun beslenme alışkanlığının elzem olduğuna da vurgu yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, Tip-2 diyabet hastalarının kullandığı lakin kilo vermek için de kullanılan liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlarda gündeme gelen ‘intihar riskini arttırma’ mümkünlüğü hakkında açıklamalarda bulundu.

Liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlar ruhsal sıhhat üzerinde olumsuz tesirlere neden olabilir

Tip-2 diyabet hastalarının kullandığı lakin kilo vermek için de kullanılan liraglutid ve semaglutid içeren ilaçlar hakkında Avrupa İlaç Ajansı tarafından intihar riskini artırma muhtemelliğine dair soruşturma açılmıştı. Bu etken hususların özelliklerine değinen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Glukagon gibisi peptid 1 agonisti bu ilaçlar, kan şekerinin düzenlenmesi yanında lipid (yağ) metabolizması üzerine de etkilidirler. Pankreastan glukagon ve insülin salınımı üzerine tesirleri ile birlikte hipotalamopitüiter tiroid aksı, adrenal ve gonadal aks ile de bağlantılıdırlar.” açıklamasını yaptı.

GLP-1 reseptör agonistleri gereğinden az ya da fazla olmamalı

GLP-1 reseptör agonistlerinin, iştahı bastırmak ve kilo kaybına yardımcı olmak için pankreasta üretilen bir hormonu taklit ettiğini belirten Kesebir, bu hormonun beyin ve ruhsal sıhhat üzerindeki mümkün tesirlerini şöyle açıkladı:

“Temelde bir nörotrofik faktör (sinir hücrelerini besleyici) olarak varsayılan GLP1’in belirttiğim sistemlerle olan münasebeti çift taraflıdır. Gereğinden az olmaması kadar yeterinden fazla olmaması da kıymetlidir. Tıpkı antidepresanların uygunsuz kullanımı üzere, birtakım bireylerde intihar niyeti ve gibisi dürtüsel ve ajite edici tesirleri olabilir.”

Kilo verme maksatlı kullanılan birtakım ilaçlarda da tıpkı tehlike kelam konusu olabilir

Genel olarak kilo vermek hedefli kullanılan ve kimileri kaçak getirilen, reçetesiz kullanılan yahut internet üzerinden satılan ilaçlarda da tıpkı intihar eğilimi tehlikesinin olabileceğine dikkat çeken Kesebir, “Depresyon yahut bipolar bozukluk olsun duygudurum bozukluğu, tıpkı vakitte gücün, öteki bir deyişle psikomotor aktivitenin düzenlenmesindeki bir bozukluktur. Hasebiyle metabolizmanın ve endokrin sistemler üzerine tesirli her hastalık ve her tedavinin duygudurum üzerine de tesirleri olacaktır. İntihar niyeti bunlardan biridir.” dedi. 

Kesebir, kilo verme ilaçları yerine, ideal kiloya sahip olmak ve bunu korumak için, fizikî idman, tertipli ve uygun beslenme alışkanlığının elzem olduğuna da vurgu yaptı.

Kilo vermek için tabip dışı yönlendirmeler uygun değil

Fiziksel antrenman ve beslenme alışkanlığının bireye mahsus olarak düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, bu noktada etraftan duyulan veyahut tabip dışı yönlendirmelerin uygunsuz olduğuna dikkat çekti.

Kesebir, bu tıp ilaçları kullananların alması gereken tedbirlere değinerek kelamlarını tamamladı:

“Genel tıbbi duruma (bedensel hastalıklara) yönelik tedaviler sırasında ortaya çıkan ruhsal belirtilerden, evvel tedaviyi yapan doktor haberdar edilmeli, gerekirse psikiyatri konsültasyonu istenmeli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı