Depresyon da kilo artışına yol açıyor!

Obezitenin ruhsal istikametlerinin de olduğuna dikkat çeken uzmanlar, düşük benlik hürmeti ve olumsuz beden imajının da obeziteye yol açabileceğini söylüyor. Duygusal yeme, gerilim, tasa, hüzün yahut badire üzere olumsuz duygusal durumların kimi insanların yeme alışkanlıklarını farklılaştırabildiğini lisana getiren Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, tüm bunların çok biçimde yeme davranışlarına neden olabileceğini kaydetti. Çetin, “Depresyon, kişinin güç düzeylerini azaltır ve fizikî aktivite eksikliğine sebep olabilir, bu durum da kilo artışına yol açar.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, obezite ve psikoloji ortasındaki bağlantıya dair açıklamalarda bulundu.

Obezitenin, çoklukla tıbbi ve fizikî sıhhat sıkıntılarına neden olabilen bir durum olduğunu tabir eden Çetin, fakat, obezitenin yalnızca fizikî sıhhatle ilgili olmadığını ve ruhsal tesirlere de yol açtığını söyledi.

Obezite tedavisi ruhsal sıhhati da kapsamalı

Çetin, şöyle devam etti:

“Sadece fizikî bir sıhhat sorunu dememiz gerçek olmaz. Obezite, kişinin ömür kalitesini, özsaygısını, zihinsel sıhhatini ve genel refahını etkileyebiliyor. Obezite, depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları ve öteki ruhsal rahatsızlıkların tetikleyebiliyor. Obezite ve ruhsal sıhhat ortasındaki alaka karmaşıktır diyebiliriz. Bireyler ortasında farklılık gösterebilir. Obezitenin ruhsal boyutları; kişinin yaşadığı duygusal meseleler, toplumsal dışlanma, özsaygı problemleri üzere değişiklikler olabilir. Sonuç olarak, obeziteyi yalnızca bir ruhsal rahatsızlık olarak tanımlamak yerine hem tıbbi hem de ruhsal birçok boyutunu dikkate almak daha gerçek olacaktır. Sonuçta obezite tedavisi, yalnızca fizikî sıhhati değil, birebir vakitte ruhsal sıhhati da kapsamalıdır. Zira obezitenin hem fizikî ve ruhsal tesirleri vardır.”

Olumsuz beden imajı obeziteye yol açabiliyor

Obeziteye neden olabilen ruhsal faktörlere de işaret eden Çetin, “Obezitenin ruhsal istikametleri de var. Bu faktörleri şu biçimde açıklayabilirim; duygusal yeme, gerilim, telaş, hüzün yahut problem üzere olumsuz duygusal durumlar, kimi insanları yeme alışkanlıklarını farklılaştırabilir ve çok formda yeme davranışlarına neden olabilir. Depresyon, kişinin güç düzeylerini azaltır ve fizikî aktivite eksikliğine sebep olabilir, bu durumda kilo artışına yol açar. Anksiyete bozukluklarında, çok yeme davranışı görülebilir. Düşük benlik hürmeti, olumsuz beden imajı, obeziteye yol açabilir.” dedi.

Destek kümeleri ve psikoterapi yarar sağlıyor

Psikolojik faktörlerin obezite ile gayret edenlerde ruhsal sıkıntılara ve yeme tertibinin bozulmasına yol açabildiğini de söyleyen Çetin, şunları anlattı:

“Psikolojik faktörler, obezitenin sürecini tetikleyebilir ve tedavi sürecinde dikkate alınmalıdır, zira yalnızca fizikî sıhhati değil, ruhsal sıhhati da etkiliyor. Psikoterapi ve takviye kümeleri, bu cins ruhsal faktörlerle başa çıkma açısından destekleyici ve yarar sağlayıcıdır.”

Profesyonel yardım sorunun daha düzgün anlaşılmasını sağlıyor

Obezite ile kendine ziyan verme davranışları ortasındaki alakanın karmaşıklığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, şöyle dedi:

“Duygusal gerilim, dert yahut keder üzere negatif hisler, bireylerin çok yeme davranışlarını sağlayabilir, zira yemek yeme bireye bir tıp rahatlama ve duygusal tatmin sağlar. Çok yemenin yalnızca fizikî sıhhate tesir olarak değil, ruhsal sıhhati da tesiri olduğunu söylemek mümkündür.  Kendini cezalandırma yahut suçluluk nedeniyle gerçekleştirilen çok yeme davranışları, düşük benlik bedeli ile ilişkilendirilebilir ve obezite riskini artırabilir. Profesyonel yardım aramak ve psikoterapi almak, bu çeşit meselelerin daha âlâ anlaşılmasına ve tedavi edilmesini sağlayacaktır.”

Duygusal zeka maharetlerini geliştirme duygusal yemeyi denetim edebilmeyi sağlıyor

Obezite ile ruhsal faktörler ortasındaki döngüyü kırmak için, obeziteyi hem fizikî hem de zihinsel bir bakış açısıyla ele almak gerektiğini de vurgulayan Çetin, “Psikoterapi süreci, bireyin duygusal yeme alışkanlıkları, benlik hürmeti meseleleri yahut öbür ruhsal faktörlerle başa çıkmasını sağlayan bir tedavi formülüdür. Kendi fikir ve davranışlarınızı fark etmek, duygusal yeme ataklarının tetikleyicilerini belirlemek ve tahlil yolları oluşturmak, kilo idaresine dayanak sağlayabilir.” diye konuştu.

Duygusal zeka maharetlerini geliştirmenin, gerilimle daha düzgün başa çıkılması ve duygusal yemeyi denetim edebilmeyi sağladığını söz eden Çetin, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Sağlıklı ömür usulü, beslenme ve fizikî faaliyetleri değiştirerek obezitenin fizikî tesirleriyle başa çıkmada ve ruhsal sıhhati güzelleştirmede tesirli olabilir. Obeziteyi yönetmek ve tedavi etmek, fizikî sıhhatle birlikte ruhsal sıhhati açısından da kıymetlidir. Profesyonel yardım aramak, bu süreçte sağlıklı bir kilo idaresi ve daha sağlıklı bir hayat biçimine kavuşmayı sağlayabilir.”