13. Kocaeli Kitap Fuarı yazarlarla okuyucuları buluşturmaya devam ediyor. Muharrir Fatih Duman da fuarda okuyucularıyla buluştu. Duman, “Gençlerimizin hayallerini çalmayın, gençlerimize inanın” dedi. Bu kapsamda Muharrir Fatih Duman, ‘Fıtrat Değişir Sanma’ bahisli söyleşisiyle, Selim Sırrı Paşa Salonunda görüşlerini paylaştı. Duman, “Kocaeli kitap ve kültür kenti. Samimiyet ve ilgiyle karşılaşıyoruz. Biz mutluyuz. Kocaeli Kitap Fuarı kıymetli bir aktiflik. Bu ülkenin en büyük sorunu gençleri anlamamak, gençlerin en büyük sorunu ise anlaşılamamaktır. Bunun için gençler kendilerini yalnız hissederler. Bu ülkenin en büyük problemedir. Bu gençlikten bir şey olmaz cümlesini kabul etmiyorum. Bu gençlikten bir şey olmayacaksa, dünyadaki hiçbir gençlikten bir şey olmaz” tabirini kullandı.
“GENÇLERİN HAYALLERİNİ ÇALMAYIN”
‘’Gençlerimizin ellerinden aldığımız en büyük şey hayalleri’’ diyen Duman, “Hayallerini aldık gençlerin. Diğerinin hayallerini yaşamak zorunda bırakılıyor. 1075 yılında Süleyman Şah gencecik bir adamken hayallerinin peşinden giderek ordusu yokken İznik’i fethediyor. İznik Ayasofya Kilisesini mescide çevirdi. Onlar hayallerinin peşinden gitti. Hayallerinizi bırakmayın, hayallerin peşini bırakmayıp devlet kuran bir dedenin torunlarısınız. Çocuklarınız değerli. Lakin vaktinde vatan sağ olsun diyerek Çanakkale’ye çocuklarını gönderen anneler var. Vicdanınız sızlıyor mu? Vicdan diye bir şey varsa siz varsınız diye var. Ölür müyüz diye düşünmeyen dedelerin torunlarıyız. Türk demenin bir ırk değil, Türk demenin bir umut olduğunu öğrendim gördüm. Zira bir coğrafyada acı varsa yardım için ölmeyi göze alıp giden dedelerimiz var.
MİTOLOJİDE KAHRAMAN ÖĞESİ
Kahramanın Seyahati bahisli söyleşide ise müellif His Alkan Erdoğdu, ‘’Kahramanları ulaşılamaz olarak algılıyoruz fakat aslında herkes hayatının kahramanıdır. Tüm öykülerde kahramanlar büyük bir krizle başlar, zorluklarla karşılaşıp uğraş ederek üstesinden gelinince kahraman olunur. Her insan içerisindeki gücün farkında olmadan yaşıyor. Kahraman zorlukların üstesinden geldikten sonra potansiyelinin farkına varır. Zorlukları aşmadan içimizdeki gücü öğrenemeyiz. Günümüzde zorluklardan kaçmaya çalışıyoruz mitolojide zorluk yaşayamazsan güçlenemezsin anlayışı vardır. Krizler ve zorluklardan kahramanlar doğar” dedi.
KORKUNUN FİZİKÎ VE ZİHİNSEL ETKİLERİ
Endişe ve Endişeleri Aşma Üzerine söyleşi etkinliğinde konuşan Refika Nemez Aydemir, “Korku tehlike anında hissedilen bir histir. Endişe ve kaygı ne düzgün ne de berbattır, içimizde olan doğal bir histir. İnsan kendini tehlikelerden korumak için bu duyguyu geliştirmiştir. Dehşetin fizikî ve zihinsel tesirleri olur” bilgisini verdi
HİKMET BİRİNCİ BEŞERLE BAŞLADI
Modernlikten Geleneğe Paradokstan Paradigmaya bahisli söyleşide müellif Mehmet Akif Çeç, ilerlemeci tarih kanısını, tarihin ilkelden başladığını, fizik ötesinden kopuk olarak, vakitle yerle bağlantılı olduğunu, ardışık dünyasal vakit ile kendini çoğaltarak tekrarlayarak devam eden hayattan bahsetti. Çeç, ‘’Tarih Hz. Adem’le başladı, toplum bir formda ilahi bildirisi topluluklara ulaştırdı. Hikmet birinci beşerle başladı. Tarihin hiç bir vaktinde ilahi iletiden mahrum bırakılmamış. Batı hayatı objektif bilgi ile sonlandırmış. Çağdaş akıl, üst varlık âlemlerine kapatmış. Modernite, cenneti yeryüzünde inşa etmek için uğraşıyor” açıklamasını yaptı.
EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR
Depresyonel Düşünceler- Aile İçi Eğitim bahisli söyleşide Ali Küçüközer ve Elif Doğan yerini aldı. Elif Doğan; İsmi Yazgım isimli kitabında yazdığı kapalı duvarlar gerisinde şiddet gören bayanların hayatlarına yönelik söyleşini gerçekleştirdi. Bayana şiddetin eğitimsizlik ve cehaletten kaynaklandığını belirten Doğan, eğitimin yalnızca okulda verilmediğini, eğitimin aile içinde küçük yaşlarda başladığını belirtti. Yakın vakitte annesini kaybettiğini de belirten Doğan, annesine yazdığı şiiri, söyleşiyi dinleyenlerle paylaştı. Aile İçi Eğitim bahisli söyleşide Ali Küçüközer ise depresif kanılardan bahsetti. Ömür boyunca gördüğü yanlış kanıların karşı tarafı nasıl bozduğunu anlattı. Küçük yaşlarda başlayan bu durumun hayatın her alanında karşımıza çıktığından bahseden Küçüközer, toplumdaki depresif kanıların nasıl oluştuğunu ve bu niyetlerin büyük travmalara sebebiyet verdiğini belirtti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
