Marmara Belediyeler Birliği Toplantasında Gıda Konuşuldu

Silivri Belediye Lideri Volkan Yılmaz, Marmara Belediyeler Birliği tarafından memleketler arası seviyede gerçekleştirilen MARUF23 toplantısına katıldı. Türkiye'nin birinci ulusal kent forumu olma özelliği taşıyan toplantıda, besin eserlerinde üretimden tüketime kadar geçen tüm süreçlerin konuşulduğu “Toprak, Tezgâh ve Tabak: Besinin Kente Yolculuğu” başlıklı bir oturum gerçekleştirildi. İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenen toplantıda ayrıyeten yeni üretim usulleri, sürdürülebilir tedarikler ve gelecekteki tüketim alışkanlıklarıyla ilgili mevzular da tartışıldı.

YILMAZ: “İSTANBUL’UN BİR TARIM KENTİ OLABİLECEĞİNİN FARKINDA DEĞİLLER”

MARUF23 toplantısında konuşma yapan Silivri Belediye Lideri Volkan Yılmaz, “Biz, İstanbul'un çabucak yanı başında yer alan bir ilçeyiz. Çok geniş ziraî topraklarıyla bütün İstanbul’u besleyebilecek, tarım ve hayvancılık üssü olabilecek bir potansiyele sahipken, maalesef bugün İstanbul’un besin tedarik zincirlerindeki hissemiz istek ettiğimiz düzeylerde değiliz. Şu an konuşmamız gereken mevzu toprak, tezgâh ve tabak. Yani toprak ziraî üretimin yapıldığı yer. Tezgâhtan pazarlamayı anlamalıyız. Tabaktan da en son tüketicinin önlerine gelen gıdayı anlamalıyız. Arzı imkânsız olan toprak maalesef yapılaşmayla, endüstrileşmeyle ve konut üretimleriyle her geçen gün daha da azalıyor. İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimizin yüzlerce kilometre öteden getirilen domatesi, marulu, salatalığı, eti ve sütü tüketmemeleri gerekiyor. Çabucak yanı başında taze, hijyenik, doğal ve daha ucuz besine erişebilmeleri gerektiğini tabir ediyoruz. 20 milyon nüfusu olan İstanbul’da çok verimli topraklar var. Büyükçekmece, Silivri, Çatalca, Şile ve Arnavutköy var. Birden fazla insan İstanbul’un bir tarım kenti olabileceğinin farkında değil. Bilhassa İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) ve ilçe belediyelerinin, İstanbul’un bir tarım kenti olması için yapması gereken çalışmalar var. İstanbul’da yapılan tarım ve hayvancılık üretimi ülkemiz için çok kıymetli. Tüm Türkiye’deki kanola üretiminde İstanbul 5. sırada yer alıyor. Tekrar İstanbul; ayçiçek üretiminde 81 vilayette 12. sırada, lahana ve bezelye üretiminde 6. sırada, fındık üretiminde ise 12. sırada yer alıyor. Silivri, arazi varlığı bakımından İstanbul’umuzun 1/6’sına tekabül ediyor. Bu topraklarının neredeyse yarısından fazlası, yani 450.000 dönümü ekilebilir, dikilebilir arazidir. Sırf Silivri’ye eğilir, sadece Silivri’de yanlışsız tarım siyasetlerini, yanlışsız destekleme modelini geliştirebilirsek tüm İstanbul’un besin muhtaçlığını karşılayabiliriz. 750 kilometre öteden, Antalya'dan sabah kahvaltımıza domates geliyor. Meğer Silivri'de üretilen bir domates kısmından koptuktan 2 saat sonra sofranıza ulaşabiliyor. Münasebetiyle toprak, pazarlama ve tabak diye nitelendirdiğimiz bu temada Silivri, Büyükçekmece, Çatalca çok değerli bir yere sahip. Vazifeye geldiğimiz birinci günden beri İstanbul’da hemşerilerimiz daha ucuz, sağlıklı ve taze ürenler yiyebilsin diye çalışıyoruz. Tarımı özendirmek, tarımdan elini çekmiş köylülerimizi tekrar tarıma sevk edebilmek, genç çiftçilerimizi ve bayan çiftçilerimizi tekrar toprakla buluşturabilmek ismine çok değerli çalışmalar yapıyoruz. Silivri Belediyesi bugün Türkiye'de, lokal idarelerde en fazla ziraî üretim yapan belediyedir. Silivri Belediyesi olarak yerli, ulusal ve sertifikalı tohumlarla birlikte 4.000 dönüm toprakta çiftçilik yapıyoruz. Buradan elde ettiğimiz tüm eserleri Silivri'deki çiftçilerimizle paylaşıyoruz.” dedi.

“TÜRK TARIMININ KURTULUŞ REÇETESİ YERLİ VE ULUSAL TOHUMLARLA MÜMKÜNDÜR”

Yerli ve ulusal tohumculuğun kıymetine vurgu yapan Lider Yılmaz, “Göreve geldiğimizde Silivri Belediyesinin tüm emlakını tespit ettik. Devletleştirme modeliyle dedik ki; ‘Artık bu yerleri Silivri Belediyesi olarak biz ekeceğiz. Lakin biz bunları ekerken muradımız, niyetimiz çiftçiye dayanak olmak.’ Her şeyin başı tohumla başlıyor. Gerek globalleşmeyle bir arada gerekse sonların ortadan kalmasıyla bir arada her şeye erişim kolaylaştı. ‘Neden tohum üreteyim ki? İsrail’in tohumu daha ucuz’ diyerek Türkiye ve birtakım ülkeler yabancı tohuma yöneldi. Lakin pandemiyle yahut savaşlarla bu durumun bizi ne kadar zorda bıraktığını anladık. Onun için biz diyoruz ki; Türkiye'de yerli, ulusal, stratejik tohumlarımızın olması lazım. İleride yaşanacak soğuk savaşlarda ve ambargolarda tohum tedariği konusunda sorun yaşamamamız lazım. Türk tarımının kurtuluş reçetesi kendi bünyesinde üreteceği yerli ve ulusal Türk tohumlarıdır. O yüzden biz tohum ıslahçılığına, Türk tohumuna çok kıymetli yatırımlar yaptık. Silivri’de yüzde 100 yerli, ulusal, sertifikalı tohumluk arpa dağıtıyoruz. Bu tohumların ölçüsü yaklaşık olarak 600 tonu buluyor. Türkiye’deki tek tarım lisesi Silivri’dedir. Türkiye’de en büyük tarım yapan belediyesi Silivri Belediyesidir. Bu bağlamda ayçiçek tohumu, saman, yem bezelyesi, kaba yem gereksinimi için hayvancılara mısır silajı takviyeleri veriyoruz. Türkiye’de yerli ayçiçek tohumu kullanımı oranı yüzde 5, yüzde 95’i ise yabancı menşeli tohumlardır. Tekirdağ Kalkınma Ajansı, Trakya Ziraî Araştırma Enstitüsü, Trakya Tohumcular Derneği ve Silivri Belediyesi ortaklaşa bir AR-GE çalışması yaptık. 8 çeşit yerli ve ulusal ayçiçek tohumunu ektik. Dev tohumcu firmalarının, dev global firmaların rekoltesine yaklaştık. Çiftçilerimize her biri ile 15 dönüm yer ekebilecekleri 2023 paket ulusal hibrit ayçiçek tohumu dağıttık. Bu yılki kuraklığa karşın yabancı tohumların üzerinde bir rekolteye ulaştık. Ürettiğimiz ayçiçeklerden 100.000 litre ayçiçek yağı elde edip, yaklaşık 15.000 muhtaçlık sahibi ailemize yağ dağıttık.” diye konuştu.

“UCUZ ETE ULAŞMAMIZ İÇİN KIRSALI GÜÇLENDİRMEMİZ LAZIM”

Hayvancılığın ehemmiyetine vurgu yapan Lider Volkan Yılmaz, “Türkiye olarak maalesef eti değerli fiyatlara tüketiyoruz. Pekala bunun kurtuluşu nedir? Hayvan varlığını artırmamız gerekiyor. En büyük et tüketiminin olduğu vilayet İstanbul’dur. Bizim ucuz ete ulaşmamız için kırsalı güçlendirmemiz, onları desteklememiz, alım garantili bir hayvancılık prosedürüyle hayvancılığın önünü açmamız lazım. Burada yapılacak çalışmayla köylerden kente göçü durdurmalıyız. Bakın nüfusu Türkiye'den 10 milyon daha yüksek Almanya'da, nüfusu 1 milyonu geçen 4 tane kent var. Biz ise Türkiye'nin bütün nüfusunu İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana üzere kentlere yüklemiş durumdayız. Bizim tekrar karşıt göçü başlatmamız lazım. Silivri Belediyesi olarak bu kanıdan hareketle; Silivri'deki tüm hayvanların aşılarını fiyatsız karşılıyoruz. Katı gübre serpme makinemizle hayvanların gübrelerini çiftçi ve hayvancıyı zorlamadan bertaraf ediyoruz. Bu gübreleri çiftçilerimiz istek ederse tarlalarına taban gübresi olarak serpiyoruz. Böylelikle çiftçilerimizi kimyasal gübreden arındırmış oluyoruz. Silivri’de İstanbul’un birinci ve tek canlı hayvan pazarını kuran belediye olduk. Bu pazarda köylü hayvanını bedelinde satsın istedik. Lakin pazarımız istediğimiz ilgiyi görmedi. Sebebini sorduğumuzda hayvancılarımız, ‘Başkanım pazarın yanında bir mezbaha olmadığı için hayvanlarımız kesilmek üzere Esenyurt’a götürülüyor. Bu nedenle alıcılara hayvan başına 5.000 TL nakliye fiyatı ödemek zorunda kalıyoruz. O yüzden canlı hayvan pazarına gelmiyoruz’ diyorlar. Biz de kolay, hayvan pazarımızın yanı başına bir mezbaha yapalım dedik. Lakin mezbaha yapma vazife, yetki ve sorumluluğu İBB’ye ilişkin. Yani buraya bir mezbaha yapabilmemiz için İBB’nin müsaadesi gerekiyor. İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na dedim ki; ‘Size bir yer tahsis edelim ve bu hayvan pazarının yanı başına bir kesimhane yapalım. Hayvancı burada eserini satsın, kessin.’ İBB arsa tahsisi teklifimize karşın yanıt vermedi. O vakit dedik ki; ‘İBB ile Silivri Belediyesi ortasında hayvancıya takviye için bir protokol yapalım. Bu mezbahayı Silivri Belediyesi yapsın.’ Bununla ilgili de bize bir yanıt gelmedi. En sonunda Çatalca’da, daha açılmamış bir mezbahanın olduğunu ilettiler. Biz de hayvancıyı desteklemek hedefiyle mezbaha ve et depolama tesisinin yapılması için Tarım Bakanlığımız ve Et ve Balık Kurumumuz ile görüştük. Silivri’de et depolama tesisi ve mezbaha projesini hayata geçireceğiz. Ayrıyeten bu iş birliği kapsamında köylerdeki üreticilerimize alım garantili bir hayvancılık modeli ile takviye olacağız. Bu projenin Silivri’deki hayvancılık faaliyetlerini artıracağına inanıyorum.” tabirlerini kullandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı