Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini belirten VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, “Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk üzere nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç sorunları, kilo sorunları, cinsel işlevlerde bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve ruhsal bozukluklara sebep olabilir” dedi.
VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, tiroid hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.
Tiroid hastalıklarının bayanlarda daha fazla görüldüğünü ve çeşitli sıhhat sorunlarına neden olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ayaz, “ Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk üzere nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç sorunları, kilo sorunları, cinsel işlevlerde bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve ruhsal bozukluklara sebep olabilir” diye konuştu.
Risk faktörü olan yahut tedavi gören hastalarda periyodik olarak takiplerin yanı sıra bahsini edeceğimiz şikâyetleri olan hastalarımızın da mümkün tiroid hastalıkları açısından kıymetlendirilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ayaz, kimileri daha hayatî olan ve hayat kalitesini olumsuz etkileyebilen şikâyetlerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidi (tiroid hormonu yetersizliği), hipertiroidi (tiroid hormonu fazlalığı) ve nodüler hastalıklarının farklı şikâyetlerle kendisini gösterebileceğini tabir etti.
BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ
Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidiye ilişkin belirtileri şöyle sıraladı:
- “Halsizlik, yorgunluk, soğuğa intolerans, antrenman kapasitesinde azalma,
- Kalp suratında yavaşlama, sistolik tansiyon düşüklüğü yahut diastolik tansiyon yüksekliği,
- Anormal kilo alma,
- Kuru cilt,
- Ödem,
- Saçlarda kırılma ve dökülme,
- Kas, eklem ağrıları,
- Kabızlık,
- Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi,
- Depresyon, konsantrasyon güçlüğü”
Uzm. Dr. Ayaz, hipertiroidiye ilişkin belirtileri ise şu formda sıraladı:
- “Halsizlik, yorgunluk, sıcağa intolerans, antrenman kapasitesinde azalma,
- Çarpıntı, ellerde titreme, tansiyon yüksekliği, sık soluk alıp verme,
- Normal yahut artmış iştaha karşın kilo kaybı,
- Ciltte terleme, kızarıklık, kaşıntı, saçlarda incelme, tırnakların tırnak yatağından, ayrışması, gözlerin dışarı hakikat bariz hal alması,
- İshal, bulantı, kusma,
- Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi,
- Ajitasyon, depresyon, anksiyete, konsantrasyon zahmeti, uyku bozuklukları”
Büyümüş guatr yahut nodüllere ilişkin belirtilere de değinen Uzm. Dr. Ayaz şu bilgileri paylaştı:
- “Yutkunma zahmeti, boğazda takılma hissi, ses kısıklığı,
- Nefes darlığı, inatçı öksürük,
- Kozmetik problemler”
HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR
Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini söz eden Uzm. Dr. Ayaz, “Bahsini ettiğimiz şikâyetlerin bir yahut birkaçından muzdarip olan hastalarımız, hangi yaş kümesinde olursa olsun tiroid hastalıkları tarafından değerlendirilmelidir. En genel tabirle tiroid bezinin az yahut çok çalışması, organ ve sistemlerin çalışmasını aksattığı için organ yetmezliklerine sebep olabilir. Nodüller ise düşük oranda da olsa malignite yani kanser riski taşımasından ötürü değerlidir. Her iki tabloda da erken teşhis ve erken tedavi ile hasta, hasarsız bir biçimde hayatını sürdürebilecekken, geç kalındığı takdirde çok daha ağır sonuçlar ile karşı karşıya kalabilir” dedi.
TANI KOYMA SÜRECİ
Tiroid bezinin fonksiyonunun kâfi olup olmadığı, kandan bakılan bir yahut birkaç test ile çarçabuk tespit edilebileceğini lisana getiren Uzm. Dr. Ayaz, “Nodüller ise ultrasonografik yollar ile kolaylıkla tespit edilebilir olup bu süreç hasta için hem kolay hem de zararsızdır. Ultrason değerlendirilmelerinde berbat huylu olduğunu düşündürecek birtakım vasıflara sahip nodüller, şayet boyutu da biyopsi almaya müsait ise biyopsi alınarak kıymetlendirilmesi gerekir. Biyopsi süreci kolay olup hastalar süreç sonrası yaklaşık yarım saat sonra gündelik işlerine dönebilmektedir” dedi.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tedavi sürecinden bahseden Uzm. Dr. Ayaz, “Tanı netleştiğinde tiroid hormonu yetersiz ise replasman yani yerine koyma tedavisi yapılır. Her sabah, güne başlarken, aç olarak alınan bir tablet ile tedavi kâfi olacaktır. Aralıklı takipler ile doz değişimi gerekip gerekmediği kıymetlendirilir. Tetkiklerinde dalgalanma olmayan hastalar için takip aralığı uzatılabilir. Tiroid hormonu fazla ise öncelikle altta yatan sebebi netleştirmek gerekir, bunun ardından hasta için hangisi daha uygun ise; ağız yoluyla alınan ilaçlar, cerrahi süreçler yahut radyoaktif iyot tedavisi yani halk ortasında bilinen ismiyle atom tedavisi yapılabilir. Kuşkulu olmayan nodüller, ultrason görüntülemeleri ile takip edilerek, gerektiğinde biyopsi yapılması istikametinden hasta bilgilendirilir. Biyopsi raporu, makus karakterde olabileceğini düşündüren tabirler içeriyorsa operasyon için genel cerrahi görüşü almak kaidedir. Her üç tablonun da günümüz kurallarında faal tedavileri vardır ve her biri muhtaçlığa nazaran uygulanabilmektedir” diyerek kelamlarını sonlandırdı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
